Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünyanın derdini düşününce ne denli sıkılıyor canımız. Kimselerin umurunda değil olan bitenler. Alasdair Gray, "Senin kalbin bu berbat dünya için biraz fazla iyi canım," der. Varsın öyle olsun sevgili okur. Dünya berbat diye rengini alacak değiliz bu cehennemin. Elbette üzülecek, elbette dertleneceğiz. Çiçekli bir gün dileriz. Var
Komünler oluşturun. Komünler ancak insanlar birbiriyle buluşup kaynaştıkla­rında ve kendilerine ortak bir yön tayin ettiklerinde hayata geçer. Yol ayrımına gelindiğinde, büyük olasılıkla komünler kendiliğinden oluşacaktır. Kendisini bekleyen sondan kurtularak buluşmanın keyfi. Komün normalde yollarımızı ayıra­cağımız zaman kararlaştırılan bir
Reklam
205 syf.
8/10 puan verdi
İnsan sadece güzel olduklarını hatırlıyor...
Anime film ve film yönetmeliği yapan yazar,
Genki Kawamura
Genki Kawamura
nın "Annem Kokan Çiçekler" kitabı, ölüm, yaşlılık, anne, baba üzerinden beni derinden etkileyen cümlelerin olduğu hafıza ve yaşanmışlıklar üzerinedir. Bu ara okuduğum kitapların benzer konular üzerinde ilerlemesinden midir, hassas olduğum bu dönemden ötürü mü bilemedim, hep bı gozlerim dolarak okudum... Hafıza-hayattaki rollerimiz üzerinden baba olmak üzere olan bir evlat ve demans hastalığına yakalanan bir annenin hikayesidir. Geçmiş sorgulamaları, hatırlatmaları, günlük hayattaki unutmaları çok manidardı. Eskiden elli sene bile yaşayamazdı insanlar. Uzun yaşamaya başladığımızda kanser olduk. Kanseri tedavi etmeye başladığımızda daha da uzun yaşamaya başladık, şimdi de Alzheimer hastaları arttı. İnsanlar ne yaparlarsa yapsınlar hep bir şeyle savaş halinde olmak zorundayız. "Hayat savaşı, kimlik üzerinden rollerimiz, bize yüklenen haller" yani yaşamak kendi başına zor bişi zaten. Dünya tüm bu hallerle çok tuhaf ve tehlikeli bı yer oluveriyor. Yaşanan herşeye rağmen annelik içgüdüsü bir türlü arkaya bırakılamıyor. Aşk gibi, acıma gibi, hüzün gibi. Kendimizi felç geçirmiş gibi hissettiğimiz ikilemler içinde yaşadığımız unutma-hatirlama, çocuk konumundayken-ebeveyn olma, zaman geçsin derken-zamanı geri alma isteğimiz hayat ikilemlerini hep karşımıza çıkarır. Hayatın gerçeklerine vurguları olan bu kitabı akıcı olan diliyle üzülerek okudum. Yazarın diğer kitaplarını da okumak isterim denk gelirse, zira hiç yormayan bı üslubu var yazarın...
Annem Kokan Çiçekler
Annem Kokan ÇiçeklerGenki Kawamura · Doğan Kitap · 202251 okunma
Birden düşümde koltuğa oturmuş durumda tabancayı elime aldığımı ve kalbime, başıma değil kalbime dayadığımı gördüm; oysa önceden kesinlikle tam şakağıma ateş etmeyi düşünmüştüm. Göğsüme tabancayı dayadıktan sonra bir iki saniye bekledim; mum, masa karşımdaki duvar birden hareket etmeye, dalgalanmaya başladı Hemen tetiğe dokundum. Bazen düşünüzde
Sayfa 777 - 778, 779, 780, 781, 782 Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
...Sonra tatil yüzünden kapalı olan okulumun önünden geçerken bahçesine girip biraz dinleneyim dedim. Etrafta kimseler yoktu. Duvara oturup beklemeye başladım. Gözümde kış zamanı okulun kalabalığı canlandı ve canım daha çok sıkılmaya başladı. Okulu sevmezdim ama o kalabalığın ve hareketin beni ne kadar oyaladığını fark ettim. Sonra bir şey durduk yerde içimi ezmeye başladı. Oysa değişen bir şey yoktu. Öylece bekliyordum. Uzaktan, parlak güneş ışığının içinden insanlar ve tek tük arabalar bir hayalin parçası gibi silüetler halinde geçip gidiyor, ama nedense sesleri hiç duyulmuyordu. Derken benim gibi iki çocuk çıkageldi. Ellerinde bir top, yavaş yavaş, bezgin bezgin basket oynamaya başladlar. O topun sesini o kadar net hatırlıyorum ki; böyle pat pat pat yere vurup arada bir de potaya atıyorlardı. Biraz oynadılar, sonra sıcaktan yılıp bıraktılar, bir kenara geçip oturdular. Birinin son olarak sertçe vurduğu top yavaş yavaş yuvarlandı, yuvarlandı, okulun duvarına çarpıp olduğu yerde kalakaldı. O anda, anlatmanın imkansız olduğu öyle derin bir sessizlik başladı ki; öylece o topa, o çocuklara baktım. Sonra okula baktım, sonra içime acayip bir acı çökmeye başladı. O acı giderek büyüdü, büyüdü, içim nasıl kıyılıyor ama... Ben acıyla ilk defa o gün, orada tanıştım. Sonra hayatımın hiçbir döneminde; o anda, okulun bahçesindeki kadar derinden bir acı çektiğimi hatırlamıyorum. Bence dünyadaki en büyük acı budur. Çünkü sebebi yoktur, neden diye soramazsın çünkü ortada bir şey yoktur. Gelir yakalar insanı ve bir daha hiç bırakmaz. Albert Camus'nün Yabancı'da anlattığı sıcak bir pazar gününün verdiği acı gibi..
Zeki DemirkubuzKitabı okudu
Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
Reklam
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Artık Shakespeare gibi yazmayacağım. Bu yüzden yavaşlamak zorunda kalıyorum, özellikle de sözcükleri çoğu kişi gibi uzun şekilde yaz maya çalışırken. Odessa’da yine sıcak bir gün. Gökyüzü, ufku bile örtemeyen, mükemmel pürüzsüz soluk beyaz bir buluttan oluşan yüksek bir çarşaf gibi. Küçük yazı çantam açık hâlde dizlerimin üstünde, limana doğru
304 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabın başında yazar, kitabı “Momo ya da zaman hırsızları ile çalınan zamanı insanlara geri getiren çocuğun tuhaf hikayesi” olarak tanımlamıştır. Momo kıvırcık saçlı, siyah, iri gözlü küçük bir kızdır ve sekiz ya da on iki yaşında olup olmadığını kimse söyleyemez. Kitap onun hikayesini anlatıyor. Hikaye belirsiz bir rüyalar ülkesinde ve belirsiz bir zamanda geçiyor. Ama bu hikayede prensler, büyücüler, periler yok. Hikayedeki hiçbir şey günümüz dünyasındakilerden farklı değil. Bizim gibi yaşayanlara, bizimki gibi şehirler anlatılıyor. Hikâye okunurken insan ilişkilerinin nasıl donuklaştığı görülür. Başka bir deyişle, insanlar aşk, dostluk ve dostluk gibi değerlerden nasıl mahrum kalırlar. Aslında hem bizleri hem de geleceğin insanlarını bekleyen sorunlar bunlar. Üstelik etkileyici ve sürükleyici bir üslupla anlatılıyor, ders anlatır gibi değil, bir peri masalı akıcılığında.
Momo
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201766bin okunma
548 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.